Çocukken hep düşünmüşümdür hayatımdaki erkek nasıl
olmalı? Nasıl biriyle evlenmeliyim? Bunlara kafamda yanıt ararken verdiğim cevaplarda
çocukça imiş. Sarışın, uzun boylu, yakışıklı… Bir baksanıza isteklerime şuanda
düşündüğümde o kadar komik geliyor ki. Karşımdaki insandan beklentim fiziksel
özelliklerin dışında bir şey değilmiş. Yaş aldıkça bunların bir öneminin
olmadığını, karşımdakinden beklediğim şeylerin daha insani şeyler olduğunu
anladım. Hayal etmeye yeniden başladım sonra… Kalbi, fikri, zikri güzel birini
düşledim… Kötülükten uzak, bir yerlerde iyi kalabilen birini. Çünkü iyi kalmak
zor olan bu dünyada. İyi olanı bulmak zor ama sanırım bu sefer şans benden
yana. Hayatıma o kadar güzel bir insan girdi ki. Sevgisine inandığım, saydığım
bütün güzellikleri kendisinde bulduğum benim takım arkadaşım :) Onda gördüğüm
şeyleri seviyorum ve hep inandığım bir cümle vardı. “Neyi seversen, o olursun.
Sevgi simyadır. Asla yanlış şeyi sevme; çünkü seni dönüştürecektir. Hiçbir şey
sevgi kadar dönüştürücü değildir. Seni daha yükseklere, doruklara çıkarabilecek
bir şeyi sev. Senin ötende bir şeyi sev.” Gerçekten de öyle.
Sevdikçe güzelleştik! Demem o ki düşlemekten vazgeçmeyin. O düş geliyor ve seni buluyor. Bulduğunda hayallerinizi bir adım öteye taşımak isterseniz Düğün Master'a uğramayı unutmayın olur mu? :)
Yorumlar
Yorum Gönder